Selin CINEMRE - Blog Yazıları

Terapiye başlamanın doğru zamanı herkes için farklı olabilir. Bazı kişiler yaşamlarında zorlayıcı olaylar yaşadıktan sonra terapiye başvururken, bazıları duygusal olarak daha güçlü hissetmek ve kişisel gelişim yolculuklarına başlamak için terapiye yönelir. Peki terapiye ne zaman başlamak gerekir? Terapiye başlamak için hangi işaretler veya durumlar yol gösterici olabilir? İşte terapiye başlamayı düşünmeniz gerektiğini gösteren bazı işaretler ve terapi sürecinin sağladığı faydalar.1. Kendinizi Sürekli Mutsuz ve Tatminsiz HissediyorsanızEğer uzun bir süredir kendinizi mutsuz, umutsuz veya tatminsiz hissediyorsanız, bu duyguların arkasında yatan nedenleri keşfetmek için terapiye başvurabilirsiniz. Duygusal iniş çıkışlar yaşamak oldukça normaldir, ancak bu durum sürekli hale geldiyse ve yaşam kalitenizi etkilemeye başladıysa bir uzmana danışmak yararlı olabilir. Özellikle depresyon gibi ruhsal durumlar, uzun süreli mutsuzluk ve umutsuzluk hissiyle kendini gösterebilir. Terapi, bu tür duygusal durumların altında yatan kök nedenleri keşfetmenize ve sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmenize yardımcı olabilir.2. Hayatınızda Büyük Bir Değişiklik veya Travmatik Bir Olay YaşadıysanızHayat bazen beklenmedik olaylarla doludur. İş kaybı, ayrılık, sevilen birinin kaybı, taşınma gibi olaylar hayatın doğal bir parçasıdır, ancak bazı durumlarda bu olaylar üzerimizde travmatik etkilere yol açabilir. Bu tür olaylar karşısında duygusal olarak zorlanıyorsanız, terapiye başlamak doğru bir adım olabilir. Terapi, travmatik olayların etkilerini anlamanıza, bu olaylarla nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenmenize ve süreci sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olabilir.3. Kendi Başınıza Çözüm Bulamadığınız Sorunlarla KarşılaşıyorsanızBazı insanlar, yaşamlarında karşılaştıkları sorunları kendi başlarına çözmeyi tercih ederler. Ancak bazen bu sorunlar kendi başımıza çözebileceğimizden daha karmaşık hale gelebilir. İlişkilerde tekrarlayan sorunlar, kendine zarar verme eğilimleri, öfke kontrolü zorlukları veya geçmiş travmalar gibi konularda bir uzman desteği almak, bu sorunları aşmada oldukça faydalı olabilir. Terapi, sorunlarınızı yeni bir bakış açısıyla görmenizi sağlar ve çözüm yolları bulmanıza yardımcı olur.4. Kendinizi Tanıma ve Kişisel Gelişim İhtiyacı HissediyorsanızTerapi sadece sorunları çözmek veya zor duygularla başa çıkmak için değil, aynı zamanda kişisel gelişim için de önemli bir araçtır. Birçok kişi, kendilerini daha iyi tanımak, kişisel gelişim sağlamak ve güçlü yönlerini keşfetmek amacıyla terapiye başvurur. Terapi süreci, kendi ihtiyaçlarınızı, değerlerinizi ve hedeflerinizi anlamanıza olanak tanır. Bu da hayatınızda daha bilinçli ve tatmin edici kararlar almanızı sağlar.5. Anksiyete veya Stres ile Baş Etmekte Zorluk ÇekiyorsanızAnksiyete ve stres modern yaşamın en yaygın sorunlarından biridir. Günlük hayatın getirdiği zorluklar, iş yükü, sosyal ilişkiler ve gelecek kaygısı gibi faktörler nedeniyle stres altında kalmak oldukça yaygındır. Ancak stres ve anksiyete hayatınızın her alanında sizi olumsuz etkiliyorsa ve işlevselliğinizi azaltıyorsa, terapiye başvurmak faydalı olabilir. Terapi, kaygı ve stresle başa çıkma becerilerinizi geliştirmenize, gevşeme tekniklerini öğrenmenize ve zihinsel olarak daha rahat hissetmenize yardımcı olabilir.6. İlişkilerde Sürekli Sorunlar Yaşıyorsanızİlişkilerde yaşanan sorunlar, insanın hayatını derinden etkileyebilir. Romantik ilişkilerde, aile ilişkilerinde veya arkadaşlık ilişkilerinde yaşanan çatışmalar, duygusal sağlığımızı etkileyebilir. Bu durumlarla başa çıkmak bazen zorlayıcı olabilir ve ilişkilerde tekrarlayan kalıpları fark etmek her zaman kolay değildir. Terapi, ilişkilerdeki kalıpları fark etmenize, sağlıklı iletişim kurma becerilerinizi geliştirmenize ve ilişkinizi daha sağlıklı bir zemine oturtmanıza destek olabilir.7. Geçmişte Yaşadığınız Travmatik Deneyimler Hala Sizi EtkiliyorsaGeçmişte yaşanan travmatik deneyimler bazen yıllar sonra bile etkisini sürdürebilir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, fiziksel veya duygusal istismar, doğal afetler veya kazalar gibi travmatik olaylar, ruh sağlığımız üzerinde derin etkiler bırakabilir. Eğer geçmişte yaşadığınız bu tür deneyimler bugün de zihninizi ve ruh halinizi etkiliyorsa, terapiye başvurmak oldukça faydalı olabilir. Bir uzmanla bu deneyimleri güvenli bir ortamda konuşmak, bu travmalarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.8. Fiziksel Belirtilerle Kendini Gösteren Psikolojik Sorunlar YaşıyorsanızPsikolojik sorunlar bazen fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir. Uyku sorunları, baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, kas gerginliği veya sürekli yorgun hissetme gibi belirtiler, ruh sağlığımızın bozulduğunu gösterebilir. Eğer bu tür fiziksel belirtileri sık sık yaşıyorsanız ve doktor kontrollerinizde herhangi bir fiziksel neden bulunmuyorsa, bu belirtilerin psikolojik kaynaklı olabileceğini düşünebilirsiniz. Terapi, bu tür belirtilerin nedenini keşfetmenize ve daha sağlıklı bir ruh haline ulaşmanıza yardımcı olabilir.9. Hayatınızda Belirli Bir Hedef veya Amaç BulamıyorsanızBazı kişiler hayatlarında bir amaç veya hedef eksikliği hissi yaşayabilirler. Bu durum motivasyon kaybına, mutsuzluğa ve boşluk hissine yol açabilir. Eğer hayatınızda sizi harekete geçiren bir amaç veya hedef bulmakta zorlanıyorsanız, terapi bu konuda size yardımcı olabilir. Terapi, güçlü yönlerinizi keşfetmenizi, tutkularınızı anlamanızı ve hayatta ne yapmak istediğinizi bulmanızı sağlayabilir.Terapiye Başlamanın AvantajlarıTerapi, zihinsel sağlığınızı desteklemek ve yaşam kalitenizi artırmak için önemli bir araçtır. İşte terapiye başlamanın bazı avantajları:Kendinizi Tanıma ve Anlama: Terapi, kendinizi daha iyi tanımanıza ve duygusal ihtiyaçlarınızı anlamanıza yardımcı olur.Zorluklarla Baş Etme Becerilerini Geliştirme: Terapi, stres, kaygı ve zorluklarla baş etme becerilerinizi geliştirmenizi sağlar.Duygusal Destek ve Güvenli Ortam: Terapi, duygularınızı güvenli bir ortamda ifade etmenize ve kendinizi daha iyi hissetmenize olanak tanır.Sağlıklı İlişkiler Kurma: Terapi, ilişkilerde sağlıklı iletişim kurma becerilerinizi artırır ve ilişkilerinizi güçlendirir.Kendinize Dair Farkındalık Kazanma: Terapi, kendinizle ilgili farkındalık kazanmanıza ve kendinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olur.SonuçTerapiye başlamak için hayatınızda büyük bir kriz yaşamanız gerekmiyor. Yukarıda bahsedilen işaretlerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, terapiye başlamayı düşünebilirsiniz. Terapi, hayatınızdaki zorlukları aşmanıza, kendinizi daha iyi tanımanıza ve daha tatmin edici bir yaşam sürmenize destek olabilir.Devamını oku

Yayınlanma: 31.10.2024 16:19

Son Güncelleme: 31.10.2024 16:19

Dış görünüş kadın veya erkek ayırmaksızın kişinin gündemini meşgul eden bir konu olabilmektedir. Ağır diyetler ve sporlar ile kilo vermeye çalışabilir ya da ne yersek yiyelim kilo almakta zorlanabiliriz. Bu davranışlar bireyin istediği beden görünümüne sahip olmak için verdiği çabalardır. Özellikle günümüzde sosyal medyanın oldukça yaygınlaşması ile birlikte bu çabalar da artmaktadır. Sosyal medyada gördüğümüz “ideal(?)” vücut görüntülerine sahip olmak, kıyaslamalar yapmak bizi o görüntüye sahip olmak için çabalamaya daha fazla itebilir. Bu çabaların sağlıksız ilerlemesi ve beden görünümünü algılamadaki sağlıksız düşünceler yeme bozukluklarını yol açmaktadır.Nedir bu yemek bozuklukları? Yeme bozuklukları bireyin kilo düzeni ve yeme tutumlarında bozulmaların görüldüğü psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza ve tıkınırcasına yemek bozukluğu olmak üzere üç kategoride incelenir.Yeme bozukluğu yalnızca kadınlarda mı görülür? Yeme bozuklukları kadınlarda daha sık görülse de erkeklerde de görülme olasılığı vardır.Yeme bozukluğum olduğunu nasıl anlarım? Yemek hakkında kararlar verirken önceliğiniz beden görünümünüz ise, hızlı bir kilo verme sürecinde olmanıza rağmen hala istediğiniz görünümünde olduğunuzu düşünmüyorsanız, yemek hakkında kararlar vermek artık günlük işlevselliğinizi etkiliyorsa ve yemek yedikten sonra suçluluk gibi duygular hissediyorsanız yeme bozukluğuna sahip olma ihtimaliniz yüksektir.Anoreksiya nevroza: Anoreksiyalı bireyler zayıf bir vücut görünümüne sahip olmak isterler. Ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar kendilerini şişman görmeye devam eder ve çoğu zaman yemek yemeyi reddederler. Kilo almak en büyük korkularından biridir ve ayna karşısında oldukça fazla zaman geçirirler. Bu duruma bağlı olarak adet döngüsünde bozulmalar, kemik erimesi, kabızlık gibi fiziksel problemler de ortaya çıkabilir.DSM-5’e göre anoreksiya nevroza tanı kriterleri:1)Gereksinimlerine göre enerji alımını kısıtlamaktadır. Bireyin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel olarak izlediği yol ve vücut sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açmaktadır.2)Vücut ağırlığı kazanımından ya da şişmanlamaktan çok korkma ve belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığında olmasına karşın vücut ağırlığındaki yükselişi güçleştiren kısıtlama, çıkarma ya da telafi edici davranışlarda bulunmaktadır.3)Bireyin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk vardır, birey kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem yükler, o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman kavrayamaz.Bulimiya nevroza: Bulimiyalı bireyler sıklıkla yeme atakları yaşarlar. Arzuladıkları beden görünümüne ulaşmak için yeme kısıtlamaları gerçekleştirdikten sonra yeme atakları geçirirler. Bu atakların ardından ortaya çıkan suçluluk ve pişmanlık duygusu ile birlikte kendilerini kusturma davranışı sergilerler ya da ishal yapıcı ilaçlar kullanarak atakları telafi etmeye çalışırlar. Anoreksiyalı bireyler yemek yemeyi reddederken bulimiyalı bireyler ataklar halinde kısa sürede fazla miktarlarda yemekler tüketirler.DSM-5’e göre bulimiya nevroza tanı kriterleri:1)Tekrarlayan tıkınırcasına yeme dönemleri olmaktadır. Bir tıkınırcasına yeme dönemi aşağıdakilerin her ikisini de kapsamaktadır:a. Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu bireyin yiyebileceğinden belirgin bir şekilde çok daha fazla yiyeceği, ayrı bir zaman birimde (örn. herhangi iki saatlik birsürede) yeme.b. Bu nöbet sırasında yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı duyumunun olması (örn. bireyin yemek yemeyi durduramadığı duygusu, ne ya da ne denli yediğini denetleyemediği duygusu).3)Vücut ağırlığında artış olmaması için, kendini kusturma, laksatif, diüretik veya diğer ilaçları kötüye kullanma, neredeyse hiç yememe ya da aşırı spor yapma gibi yineleyen, uygunsuz telafi edici davranışlarda bulunmaktadır.4)Bu tıkınırcasına yeme ve uygunsuz telafi edici davranışların her ikisi de ortalama üç ay içinde en az haftada bir kez olmuş olmalıdır.5)Benlik değerlendirmesi, vücut biçimden ve ağırlığından yersiz bir biçimde etkilenmektedir.6)Bu bozukluk, anoreksiya nervoza seyri sırasında ortaya çıkmamalıdır.Tıkınırcasına yeme bozukluğu: Tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip bireyler bulimiyalı bireyler gibi sıklıkla yeme atakları yaşarlar. Fakat onlardan farklı olarak atakların sonucunda herhangi bir telafi edici davranışta bulunmazlar. Ataklar genellikle aç olmadıkları durumlarda gerçekleşir ve bunun sonucunda ortaya çıkan pişmanlık duygularını bastırmak için de yemek yemeye devam edebilirler.DSM-5’e göre tıkınırcasına yeme bozukluğu kriterleri:1)Yineleyici tıkınırcasına yeme nöbetleri olmaktadır. Bir tıkınırcasına yeme nöbeti aşağıdakilerden her ikisini de içermelidir:a. Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu bireyin yiyebileceğinden belirgin bir şekilde çok daha fazla yiyeceği, ayrı bir zaman birimde (örn. herhangi iki saatlik bir sürede) yeme.b.Bu nöbet sırasında yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı duyumunun olması (örn. bireyin yemek yemeyi durduramadığı duygusu, ne ya da ne denli yediğini denetleyemediği duygusu).2)Tıkınırcasına yeme nöbetlerine aşağıdakilerden üçü (ya da daha çoğu) eşlik etmelidir:a. Olağandan çok daha hızlı yeme.b. Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedene dek yeme.c. Bedensel açlık duymuyorken aşırı ölçülerde yeme.d. Ne denli yediğinden utandığı için kendi başına yeme.e. Daha sonra kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da büyük bir suçluluk duyma.3)Birey tıkınırcasına yeme ile ilgili olarak belirgin bir sıkıntı duymaktadır.4)Bu tıkınırcasına yeme davranışları, ortalama üç ay içinde, en az haftada bir kez olmalıdır.5)Tıkınırcasına yeme nöbetlerine, bulimiya nervozada olduğu gibi yineleyen uygunsuz telafi edici davranışlar eşlik etmemeli ve tıkınırcasına yeme, bulimiya nevroza veya anoreksiya nervoza sırasında ortaya çıkmamalıdır.Duygusal yeme: Duygusal yeme; açlık hissi, öğün vaktinin gelmesi veya sosyal ortamda olmadan, yalnızca bazı duyguların bastırılması için yemek yenmesi olarak tanımlanmaktadır. Kişi üzüntü, öfke, pişmanlık gibi duygularıyla baş etmek için yemek yemeye başvurabilir. Duygusal yeme, yeme bozukluklarına eşlik edebileceği için tek başına da görülebilir. Bu noktada da terapi desteği oldukça faydalı olacaktır. Terapide duygular ile baş etmenin daha sağlıklı yolları aranmaktadır.Yeme bozukluğum var ne yapmalıyım? Yeme bozukluklarının tedavisinde eğer fiziksel problemler de eklendiyse doktor, yeme düzeninin planlanması için diyetisyen, ilaç desteği için psikiyatrist ve terapi süreci için psikologlar bir arada ve iş birliği içerisinde çalışmaktadır. Bu süreçte aile ve çevresel destek de oldukça önemlidir. Eğer böyle bir süreçten geçiyorsanız veya geçtiğini düşündüğünüz bir yakınınız varsa çok vakit kaybetmeden bir uzmana başvurabilirsiniz. Yeme bozukluklarının tedavisi için terapide bu bozukluğun sebeplerini belirlemeye, öz-güven, öz-saygı ve öz-şefkat gibi kavramları güçlendirmeye, beden ile ilgili bozulmuş algıyı düzeltmeye çalışmaktayız🌸Devamını oku

Yayınlanma: 09.08.2023 13:24

Son Güncelleme: 14.01.2024 13:54