Duygusal Şiddet Türleri Ve İstismardan Korunma Yolları
Şiddet deyince aklımıza en çok fiziksel şiddet gelir; oysaki şiddetin birçok alt türü vardır. Fiziksel, duygusal, cinsel, hatta dijital şiddet olarak birçok alt başlık sıralayabiliriz. Özellikle modernleşen ve tırnak içinde medenileşen dünyamızda şiddet kavramı da evrimleşmiş ve artık toplumun daha kabul edilebilir gördüğü duygusal (psikolojik) şiddete dönüşmüştür. Duygusal şiddetin aynı zamanda duygusal istismar, psikolojik istismar veya psikolojik şiddet olarak da anıldığını ifade etmek gerekir.
Aslında çevremize ve günlük hayatımıza baktığımızda, işte, okulda, ikili ilişkilerimizde, hatta sosyal hayatta bu şiddetin birçok türüne maruz kalabiliyoruz. Dolayısıyla bu konuda bilinç kazanmak ve çevremize bu bilinci aşılamak son derece önemli bir hale geliyor.
Duygusal Şiddet Nedir?
Duygusal şiddet; bir kişi ya da grubun belirli bir kişiye karşı yaptığı ve kişiyi duygusal açıdan zayıflatmak, psikolojisini alt etmek ve kognitif becerilerini bozmak için uyguladığı tüm davranış kalıplarını içerir. Alay etme, dışlama, aşağılama, görmezden gelme, yetersiz hissettirme, güvenini sarsma, aldatma, önemsiz hissettirme gibi davranışlar en yaygın şiddet örneklerindendir. Duygusal şiddet kişilerde kimi zaman fiziksel şiddetten bile daha çok hasar yaratabilmektedir. Mağdur kişilerde stres, depresyon ve anksiyete gibi birçok psikolojik problem ortaya çıkabilir. Duygusal şiddete maruz kalan kişi kendisini çıkışı olmayan bir yolda, çaresiz hissedebilir. Bu kişiler genellikle, şiddet mağduru olmalarına rağmen kendilerini suçlu hissederler.
Duygusal Şiddete Maruz Kaldığınızı Nasıl Anlarsınız?
Duygusal şiddete maruz kalan bireyde bir süre sonra yalnızlık, korku, öz güven eksikliği, huzursuzluk ve aşırı gerginlik gibi belirtiler düzenli olarak görülmeye başlar. Duygusal şiddet uzun süre devam ederse kişide travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi psikolojik hastalıklar görülebilir. Bu tip psikolojik rahatsızlıklar bir yana, içinde bulunduğu durumdan çıkış arayan kişi, çeşitli maddeleri kullanmaya, içki içmek gibi alışkanlıklar edinmeye başlayabilir. Mağdurlar gördükleri duygusal şiddetle başa çıkamayacak hale geldiklerinde kendilerine zarar vermeyi deneyebilir, hatta intihara teşebbüs edebilirler.
Duygusal Şiddet Türleri Nelerdir?
Yalnızlaştırma
Şiddeti uygulayan kişi, mağduru en yakınlarından, ailesinden, akrabasından, arkadaşlarından bile ayırmaya çalışır. Mağdurun tamamıyla kendisine ait olmasını ve maddi manevi her türlü destek için yalnızca kendisiyle iletişim kurmasını ister. Bu amaçla mağdura, yakınları tarafından sevilmediğini, hor görüldüğünü ve kimsenin onu istemediğini söyler.
Saklamak
Şiddeti uygulayan kişi mağdurun sevgilisi ise yasak bir ilişki yaşıyormuş gibi mağduru gizler. Kimsenin olmadığı ücra yerlerde veya ev gibi özel alanlarda buluşmak ister. Herkese açık alanlarda buluşmaktan kaçınır. Ancak bu türde davranışlar, şiddeti uygulayan kişinin mağdurdan bir şeyler sakladığına, belki de başka bir ilişkisi olduğuna işaret eder.
Yok Olma
Görüştüğünüz kişi her şey yolundayken aniden ve hiçbir sebep sunmadan ortadan kayboluyorsa “ghosting” (yok olmak) dediğimiz durum meydana gelmiştir. Bu tip durumlarda karşınızdaki kişi bir anda ulaşılmaz olur, mesajlarınıza ve aramalarınıza yanıt vermez. Böyle meydana gelen olaylar sonunda ilişkinin yükü üzerinize kalır ve hiçbir anlamı yokken kendinizi boşlukta hissedersiniz.
Yemleme
Eğer görüştüğünüz kişi bir süre boyunca sizinle vakit geçiriyor, her türlü iyi konuşmayı yapıyor, ancak sonrasındaki birkaç gün hiçbir şekilde sizinle iletişime geçmiyorsa, yemleme diye ifade edilen şiddet türü yaşanıyor diyebiliriz. Bu tip durumlarda kişi sonrasında sizinle yine iletişime geçerek sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sonuç olarak kendinizi önemsiz hissetmenize yol açar.
Aklı Bulandırma
Birlikte olunan kişi, mağduru sürekli kendi akıl sağlığını sorgulamaya iter. Kendi kendine sürekli bir şeyler kurduğunu, hiçbir şeyin mağdurun düşündüğü gibi olmadığını söyler. Böylelikle mağdurun kendine olan inancını kırar.
Aşırı Kıskançlık
Kıskançlık, dozunda olduğu sürece birçok ilişkide kabul edilebilir bir durumdur. Fakat söz konusu kıskançlığın seviyesi karşıdaki kişinin hayatını kısıtlayan ve kendisini eksik hissetmesini sağlayan boyuta ulaşırsa o zaman bu psikolojik şiddete dönüşür. Bu şekilde “kıskanılan” partner, birlikte olduğu kişiyi sevdiği için bu durumları görmezden gelip ilişkiye devam edebilir, ancak bu durum da psikolojik şiddet türleri arasında yer almaktadır.
Mobbing
İş yerinde meydana gelen psikolojik şiddet kendisini “mobbing” olarak gösterir. Mobbing, karşıdaki kişiyi taciz etmek, rahatsız etmek, üzerinde aşırı baskı kurup sıkıntı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Mobbing mağduru kişinin iş ortamında sürekli sözü kesilebilir ve görevlerini yapmasının önüne engeller koyulabilir. Sürekli eleştiriye ve suçlanmaya maruz kalır. Mobbinge uğrayan kişi Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi gibi kurumlarla iletişime geçip hem kendisini koruyabilir hem de failin gerekli cezayı almasını sağlayabilir.
Nasıl Korunuruz?
· İkili ilişkilerde ‘’hayır’’ demeyi bilin. Sınır koyma konusunda girişken olun.
· Eğer kendinizi normal ruh halinizden daha depresif, yorgun, keyifsiz hissediyorsanız veya çevrenizdeki insanlar azalmaya başladıysa bunun bir istismar neticesi olduğunu fark edin.
· Sağlıklı ilişkiler kurabilmek adına bağlanma stilinizi öğrenin (güvenli, kaygılı, kaçıngan).
· Kendinizi sık sık yapmak istemediğiniz şeylerin içinde buluyor musunuz? Buna cevap verin.
· Yardım alabileceğiniz kaynakları öğrenin: Ruh sağlığı uzmanları, kadın platformları vb.
Kendi Kendine Yardım Kaynak Önerileri
· Ev İçi Şiddet Travmasını İyileştirmek - Kadınlar İçin Bir Çalışma Kitabı / Yazar: Edward S. Kubany
· Mobbing İş Yerinde Psikolojik Taciz / Yazar: Ruth Distler Schwartz, Noa Zanolli, Gail Eursell Elliott
· Hayır Diyebilme Sanatı / Yazar: Müthiş Psikoloji
· İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon: Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek / Pascale Chapaux, Morelli, Pascal Couderc
· Psikolojik DayanıklılıkHayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı / Yazar: Dennis S. Charney, Steven M. Southwick
· Öz Şefkatli Farkındalık Uygulama Rehberi: Duygusal İyileşmeye Giden Yol / Yazar: Christopher K. Germer
Yayınlanma: 10.05.2024 09:22
Son Güncelleme: 10.05.2024 09:22
Bunları da sevebilirsiniz...
Panik bozukluk, beklenmedik ve tekrarlayıcı panik ataklarla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu ataklar, ani ve yoğun korku hissi, nefes alma güçlüğü, kalp çarpıntısı, titreme ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir. Panik bozukluğu olan bireyler, ataklarından sonra gelebilecek tekrarlayan ataklar korkusuyla yaşayabilirler, bu da günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyebilir.Panik Atağın BelirtileriPanik ataklar genellikle ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Belirtiler şiddetli olabilir ve kişi tarafından kontrol edilemez. Tipik belirtiler arasında şunlar bulunabilir:Nefes Alma Zorluğu: Kişi nefes almakta güçlük çekebilir, hatta nefes alamayacağını hissedebilir.Kalp Çarpıntısı veya Hızlı Nabız: Kalp atışlarının hızlanması veya düzensizleşmesi, kişiyi daha da endişelendirebilir.Terleme: Eller, koltuk altları veya alın gibi bölgelerde aşırı terleme olabilir.Titreme veya Sarsıntı: Kaslarda titreme veya vücutta sarsıntı hissedilebilir.Baş Dönmesi veya Sersemlik: Kişi başının döndüğünü, sersemlediğini veya bayılacak gibi hissettiğini söyleyebilir.Mide Rahatsızlığı: Bulantı, karın ağrısı veya sindirim sorunları gibi mide rahatsızlıkları görülebilir.Gerçeklikten Kopma Duygusu: Kişi olayların gerçek dışı olduğunu veya kendisinin gerçeklikten kopmuş gibi hissettiğini belirtebilir.Ölüm veya Delirme Korkusu: Kişi, öleceklerini veya akıl sağlıklarını yitireceklerini düşünebilir.Panik Atak ve Panik Bozukluk Arasındaki FarkBirçok kişi zaman zaman panik ataklar yaşayabilir, ancak panik bozukluk tanısı, bu atakların sıklığı ve etkisiyle belirlenir. Panik bozukluk, tekrarlayan panik ataklarla birlikte, bu ataklardan sonra kişinin normal yaşamını etkileyecek derecede belirgin endişe, korku veya davranış değişikliklerini içerir.Panik Bozukluğunun NedenleriPanik bozukluğu karmaşık bir durumdur ve genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Potansiyel nedenler arasında genetik yatkınlık, biyolojik faktörler, kimyasal dengesizlikler, travmatik olaylar, stresli yaşam olayları ve beyin kimyası bulunabilir.Panik Bozukluğunun TedavisiPanik bozukluğunun tedavisi, birçok farklı yaklaşımı içerebilir ve genellikle kişinin bireysel ihtiyaçlarına ve semptomlarına göre belirlenir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:İlaç Tedavisi: Antidepresanlar, anksiyolitikler veya beta blokerler gibi ilaçlar panik atak semptomlarını hafifletebilir.Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT) panik atakları yönetmek için etkili bir yaklaşım olabilir. Bu terapi, kişinin düşünce ve davranışlarını değiştirerek anksiyeteyi azaltmaya odaklanır.Nefes ve Rahatlama Teknikleri: Derin nefes alma, kas gevşeme egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi teknikler, panik atak sırasında kişinin rahatlamasına yardımcı olabilir.Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve stresten kaçınma, panik atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.SonuçPanik bozukluk, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen ciddi bir anksiyete bozukluğudur. Ancak uygun tedavi ve destekle, birçok insan panik ataklarını yönetmeyi ve günlük yaşamlarını daha iyi bir şekilde yaşamayı öğrenebilir. Panik bozuklukla mücadele eden kişilere destek ve anlayış göstermek, tedavi sürecinde önemli bir rol oynayabilir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 19.04.2024
Aşk acısı, bir ilişkinin sona ermesi, terk edilme, reddedilme veya kaybı sonucu ortaya çıkan duygusal bir acı ve stres durumudur. Bu durum, kişinin yoğun üzüntü, çaresizlik, keder, özlem ve hatta fiziksel rahatsızlık hissetmesine neden olabilir. Aşk acısıyla başa çıkmak ve iyileşmek için bazı adımlar şunlardır:Duyguları Kabul Etme: Aşk acısını deneyimlemek doğaldır ve duygularınızı inkar etmek yerine kabul etmeye odaklanın. Üzüntü, öfke, kırgınlık gibi duygular normaldir ve geçici bir süreçtir.Desteğe Açılma: Aşk acısıyla başa çıkmak için duygularınızı paylaşabileceğiniz bir destek sistemi oluşturun. Aileniz, arkadaşlarınız veya bir terapist, duygusal destek sağlayabilir ve duygusal yükü hafifletebilir.Zaman Verme: Aşk acısı zamanla iyileşir, ancak süreç kişiden kişiye değişir. Kendinize iyileşme için zaman tanıyın ve sabırlı olun. Zamanla, acının yoğunluğu azalacak ve iyileşeceksiniz.Kendinize İyi Bakma: Kendinize iyi bakmak, duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterli uyku almak ve stresten uzaklaşmak duygusal sağlığınızı destekleyebilir.Olumlu Aktivitelerde Bulunma: Kendinizi olumlu ve keyifli aktivitelere yönlendirin. Hobiler, spor, sanat, müzik gibi aktiviteler ruh halinizi yükseltebilir ve duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir.Geleceğe Odaklanma: Geçmişi geride bırakın ve geleceğe odaklanın. Kendinize yeni hedefler belirleyin, yeni ilgi alanları keşfedin ve hayatınıza yeni deneyimler ekleyin. Gelecek planları yapmak, umut ve motivasyon sağlayabilir.Öz Bakımı İhmal Etme: Aşk acısı sırasında kendinize özen göstermek önemlidir. Kendinizi şımartın, dinlenin, kendinizi sevdiğiniz aktivitelere zaman ayırın ve kendinizi olumlu şekilde motive edin.Başka İlişkilere Hazır Olana Kadar Bekleme: Aşk acısıyla başa çıkmak için zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Başka bir ilişkiye hazır olana kadar bekleyin ve kendinize zaman tanıyın. İyileşme süreciniz tamamlandığında, yeni ilişkilere açık olabilirsiniz.Aşk acısı, zorlayıcı bir duygusal deneyim olabilir, ancak zamanla iyileşir ve kişi daha güçlü hale gelir. Kendinizi iyileştirme sürecinde sabırlı olun ve duygusal destek almak için çekinmeyin. Unutmayın ki, aşk acısı geçicidir ve yaşamınızda daha fazla mutluluk ve tatmin sağlayacak yeni deneyimler sizi bekliyor olabilir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 18.04.2024
Anksiyete bozukluğu, bireyin günlük yaşamını etkileyen aşırı korku ve endişe duygularını içeren yaygın bir ruh sağlığı sorunudur. Bu bozukluk, kişinin normal yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir, sosyal ilişkilerini zayıflatabilir ve işlevselliğini azaltabilir. Bu yazıda, anksiyete bozukluğunun ne olduğunu, semptomlarını, nedenlerini, türlerini ve tedavi seçeneklerini derinlemesine inceleyeceğiz.Anksiyete Bozukluğunun Tanımı: Anksiyete bozukluğu, kişinin belirli durumlar, nesneler veya etkinlikler karşısında aşırı endişe, korku ve gerilim hissettiği kronik bir durumdur. Bu endişe ve korku duyguları, kişinin normal işlevselliğini etkiler ve genellikle mantıklı bir neden olmaksızın ortaya çıkar. Anksiyete bozukluğu olan kişiler, endişe ve korkularının kontrolünü kaybederler ve sıklıkla bu duyguların etkileriyle başa çıkmakta zorlanırlar.Semptomlar: Anksiyete bozukluğu semptomları kişiden kişiye değişebilir ve genellikle fiziksel, duygusal ve davranışsal belirtiler içerir. Bu semptomlar arasında sürekli endişe, huzursuzluk, sinirlilik, uyku bozuklukları, kas gerginliği, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, mide rahatsızlığı ve panik ataklar bulunabilir.Nedenler ve Risk Faktörleri: Anksiyete bozukluğunun nedenleri karmaşıktır ve birden fazla faktörün etkileşimiyle ortaya çıkabilir. Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, çocukluk travmaları, stresli yaşam olayları, kronik hastalıklar, yanlış öğrenilmiş davranışlar ve zorlu yaşam koşulları gibi birçok faktör anksiyete bozukluğunun gelişimine katkıda bulunabilir.Anksiyete Bozukluğu Türleri: Anksiyete bozukluğu, farklı alt tiplere sahip olabilir. Bu alt tipler arasında genelleşmiş anksiyete bozukluğu (GAD), panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve özgül fobiler bulunmaktadır. Her alt tip, belirli semptomlarla ilişkilendirilir ve farklı tedavi yaklaşımları gerektirebilir.Tedavi Seçenekleri: Anksiyete bozukluğunun tedavisi, bireysel ihtiyaçlara ve semptom şiddetine bağlı olarak değişir. Tedavi genellikle bir kombinasyon yaklaşımını içerir ve şunları içerebilir:Psikoterapi (bilişsel davranışçı terapi, kabul ve kararlılık terapisi, duygusal odaklı terapi)İlaç tedavisi (antidepresanlar, anksiyolitikler)Stres yönetimi teknikleri (derin nefes egzersizleri, meditasyon, yoga)Yaşam tarzı değişiklikleri (sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, uyku düzeni)Sonuç: Anksiyete bozukluğu, bireyin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve günlük işlevselliği azaltan ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Ancak, uygun tedavi ve destekle, anksiyete bozukluğu olan bireyler genellikle semptomları yönetebilir ve yaşamlarını iyileştirebilirler. Önemli olan, bireylerin bu konuda yardım istemekten çekinmemesi ve uygun tedavi seçeneklerini araştırmalarıdır.Bu yazı, anksiyete bozukluğunun tanımını, semptomlarını, nedenlerini, türlerini ve tedavi seçeneklerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Ancak, anksiyete bozukluğu gibi ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalan bireylerin bir uzmana danışmaları ve profesyonel destek almaları önemlidir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 18.04.2024