Duygusal Şiddet Türleri Ve İstismardan Korunma Yolları
Şiddet deyince aklımıza en çok fiziksel şiddet gelir; oysaki şiddetin birçok alt türü vardır. Fiziksel, duygusal, cinsel, hatta dijital şiddet olarak birçok alt başlık sıralayabiliriz. Özellikle modernleşen ve tırnak içinde medenileşen dünyamızda şiddet kavramı da evrimleşmiş ve artık toplumun daha kabul edilebilir gördüğü duygusal (psikolojik) şiddete dönüşmüştür. Duygusal şiddetin aynı zamanda duygusal istismar, psikolojik istismar veya psikolojik şiddet olarak da anıldığını ifade etmek gerekir.
Aslında çevremize ve günlük hayatımıza baktığımızda, işte, okulda, ikili ilişkilerimizde, hatta sosyal hayatta bu şiddetin birçok türüne maruz kalabiliyoruz. Dolayısıyla bu konuda bilinç kazanmak ve çevremize bu bilinci aşılamak son derece önemli bir hale geliyor.
Duygusal Şiddet Nedir?
Duygusal şiddet; bir kişi ya da grubun belirli bir kişiye karşı yaptığı ve kişiyi duygusal açıdan zayıflatmak, psikolojisini alt etmek ve kognitif becerilerini bozmak için uyguladığı tüm davranış kalıplarını içerir. Alay etme, dışlama, aşağılama, görmezden gelme, yetersiz hissettirme, güvenini sarsma, aldatma, önemsiz hissettirme gibi davranışlar en yaygın şiddet örneklerindendir. Duygusal şiddet kişilerde kimi zaman fiziksel şiddetten bile daha çok hasar yaratabilmektedir. Mağdur kişilerde stres, depresyon ve anksiyete gibi birçok psikolojik problem ortaya çıkabilir. Duygusal şiddete maruz kalan kişi kendisini çıkışı olmayan bir yolda, çaresiz hissedebilir. Bu kişiler genellikle, şiddet mağduru olmalarına rağmen kendilerini suçlu hissederler.
Duygusal Şiddete Maruz Kaldığınızı Nasıl Anlarsınız?
Duygusal şiddete maruz kalan bireyde bir süre sonra yalnızlık, korku, öz güven eksikliği, huzursuzluk ve aşırı gerginlik gibi belirtiler düzenli olarak görülmeye başlar. Duygusal şiddet uzun süre devam ederse kişide travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi psikolojik hastalıklar görülebilir. Bu tip psikolojik rahatsızlıklar bir yana, içinde bulunduğu durumdan çıkış arayan kişi, çeşitli maddeleri kullanmaya, içki içmek gibi alışkanlıklar edinmeye başlayabilir. Mağdurlar gördükleri duygusal şiddetle başa çıkamayacak hale geldiklerinde kendilerine zarar vermeyi deneyebilir, hatta intihara teşebbüs edebilirler.
Duygusal Şiddet Türleri Nelerdir?
Yalnızlaştırma
Şiddeti uygulayan kişi, mağduru en yakınlarından, ailesinden, akrabasından, arkadaşlarından bile ayırmaya çalışır. Mağdurun tamamıyla kendisine ait olmasını ve maddi manevi her türlü destek için yalnızca kendisiyle iletişim kurmasını ister. Bu amaçla mağdura, yakınları tarafından sevilmediğini, hor görüldüğünü ve kimsenin onu istemediğini söyler.
Saklamak
Şiddeti uygulayan kişi mağdurun sevgilisi ise yasak bir ilişki yaşıyormuş gibi mağduru gizler. Kimsenin olmadığı ücra yerlerde veya ev gibi özel alanlarda buluşmak ister. Herkese açık alanlarda buluşmaktan kaçınır. Ancak bu türde davranışlar, şiddeti uygulayan kişinin mağdurdan bir şeyler sakladığına, belki de başka bir ilişkisi olduğuna işaret eder.
Yok Olma
Görüştüğünüz kişi her şey yolundayken aniden ve hiçbir sebep sunmadan ortadan kayboluyorsa “ghosting” (yok olmak) dediğimiz durum meydana gelmiştir. Bu tip durumlarda karşınızdaki kişi bir anda ulaşılmaz olur, mesajlarınıza ve aramalarınıza yanıt vermez. Böyle meydana gelen olaylar sonunda ilişkinin yükü üzerinize kalır ve hiçbir anlamı yokken kendinizi boşlukta hissedersiniz.
Yemleme
Eğer görüştüğünüz kişi bir süre boyunca sizinle vakit geçiriyor, her türlü iyi konuşmayı yapıyor, ancak sonrasındaki birkaç gün hiçbir şekilde sizinle iletişime geçmiyorsa, yemleme diye ifade edilen şiddet türü yaşanıyor diyebiliriz. Bu tip durumlarda kişi sonrasında sizinle yine iletişime geçerek sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sonuç olarak kendinizi önemsiz hissetmenize yol açar.
Aklı Bulandırma
Birlikte olunan kişi, mağduru sürekli kendi akıl sağlığını sorgulamaya iter. Kendi kendine sürekli bir şeyler kurduğunu, hiçbir şeyin mağdurun düşündüğü gibi olmadığını söyler. Böylelikle mağdurun kendine olan inancını kırar.
Aşırı Kıskançlık
Kıskançlık, dozunda olduğu sürece birçok ilişkide kabul edilebilir bir durumdur. Fakat söz konusu kıskançlığın seviyesi karşıdaki kişinin hayatını kısıtlayan ve kendisini eksik hissetmesini sağlayan boyuta ulaşırsa o zaman bu psikolojik şiddete dönüşür. Bu şekilde “kıskanılan” partner, birlikte olduğu kişiyi sevdiği için bu durumları görmezden gelip ilişkiye devam edebilir, ancak bu durum da psikolojik şiddet türleri arasında yer almaktadır.
Mobbing
İş yerinde meydana gelen psikolojik şiddet kendisini “mobbing” olarak gösterir. Mobbing, karşıdaki kişiyi taciz etmek, rahatsız etmek, üzerinde aşırı baskı kurup sıkıntı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Mobbing mağduru kişinin iş ortamında sürekli sözü kesilebilir ve görevlerini yapmasının önüne engeller koyulabilir. Sürekli eleştiriye ve suçlanmaya maruz kalır. Mobbinge uğrayan kişi Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi gibi kurumlarla iletişime geçip hem kendisini koruyabilir hem de failin gerekli cezayı almasını sağlayabilir.
Nasıl Korunuruz?
· İkili ilişkilerde ‘’hayır’’ demeyi bilin. Sınır koyma konusunda girişken olun.
· Eğer kendinizi normal ruh halinizden daha depresif, yorgun, keyifsiz hissediyorsanız veya çevrenizdeki insanlar azalmaya başladıysa bunun bir istismar neticesi olduğunu fark edin.
· Sağlıklı ilişkiler kurabilmek adına bağlanma stilinizi öğrenin (güvenli, kaygılı, kaçıngan).
· Kendinizi sık sık yapmak istemediğiniz şeylerin içinde buluyor musunuz? Buna cevap verin.
· Yardım alabileceğiniz kaynakları öğrenin: Ruh sağlığı uzmanları, kadın platformları vb.
Kendi Kendine Yardım Kaynak Önerileri
· Ev İçi Şiddet Travmasını İyileştirmek - Kadınlar İçin Bir Çalışma Kitabı / Yazar: Edward S. Kubany
· Mobbing İş Yerinde Psikolojik Taciz / Yazar: Ruth Distler Schwartz, Noa Zanolli, Gail Eursell Elliott
· Hayır Diyebilme Sanatı / Yazar: Müthiş Psikoloji
· İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon: Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek / Pascale Chapaux, Morelli, Pascal Couderc
· Psikolojik DayanıklılıkHayattaki Büyük Zorluklarla Başa Çıkma Sanatı / Yazar: Dennis S. Charney, Steven M. Southwick
· Öz Şefkatli Farkındalık Uygulama Rehberi: Duygusal İyileşmeye Giden Yol / Yazar: Christopher K. Germer
Yayınlanma: 10.05.2024 09:22
Son Güncelleme: 10.05.2024 09:22

Bunları da sevebilirsiniz...
Başa çıkılmaz bir stres, karmaşık ilişkiler veya kişisel gelişim zorlukları ile karşılaştığımızda, içsel dengeyi yeniden bulmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için psikoterapi sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Psikoterapi, duygusal sıkıntıları, zihinsel sağlık sorunlarını ve yaşamın zorluklarıyla başa çıkmak için kullanılan bir dizi terapötik teknikler ve stratejiler bütünüdür. Bu yazıda, psikoterapinin ne olduğunu, farklı türlerini, nasıl çalıştığını ve nasıl fayda sağlayabileceğini daha yakından inceleyeceğiz.Psikoterapi Nedir? 🧠Psikoterapi, bir terapist ya da danışman ile bire bir ya da grup terapisi şeklinde gerçekleştirilen bir tedavi sürecidir. Bu süreç, kişinin duygusal sıkıntılarını anlamasına, kişisel güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmesine, sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmesine ve daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olmayı amaçlar. Psikoterapi, birçok farklı teorik yaklaşıma dayanabilir ve bireyin ihtiyaçlarına, terapistin uzmanlık alanına ve terapi sürecine özgü hedeflere göre şekillenir.Farklı Türleri Nelerdir? 🌟Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu terapi, düşüncelerin, duyguların ve davranışların birbiriyle nasıl ilişkilendiğini anlamaya odaklanır. BDT, sorunlu düşünce kalıplarını tanımlamayı, sorgulamayı ve değiştirmeyi hedefler.Psikanalitik Terapi: Sigmund Freud'un kuramına dayanan bu terapi, bilinçdışı süreçlere odaklanır. Terapist, bireyin bilinçaltındaki iç dinamikleri keşfetmeye çalışır ve bu sayede duygusal rahatlama ve anlayış sağlamayı amaçlar.İnsan Merkezli Terapi: Carl Rogers'ın teorisine dayanan bu terapi, bireyin kendini gerçekleştirme güdüsünü ve içsel iyileşme kapasitesini vurgular. Terapist, bireyi kabul edici ve destekleyici bir ortamda anlamaya ve güçlendirmeye odaklanır.Psikodinamik Terapi: Freud'un çalışmalarına dayanan ancak daha modern bir yaklaşımı benimseyen bu terapi, geçmişteki ilişkilerin bugünkü duygusal sorunları nasıl etkileyebileceğini incelemeyi amaçlar.Grup Terapisi: Bir grup içinde terapi yapma yöntemidir. Bu terapi, bireylerin birbirlerinden öğrenmesini, desteklemesini ve paylaşmasını sağlar.Nasıl Çalışır? 🔄Psikoterapi, bireyin ihtiyaçlarına ve terapistin uzmanlığına bağlı olarak değişen çeşitli teknikler kullanır. Bir terapist genellikle bireye sorular sorar, dinler, refakat eder, destekler ve yönlendirir. Terapi genellikle belirli bir hedefe ulaşma çabasında geçer. Bu hedefler, duygusal rahatlama, daha sağlıklı bir düşünce yapısı geliştirme, daha sağlıklı ilişkiler kurma veya belirli bir davranışı değiştirme olabilir.Faydaları Nelerdir? 🌈Psikoterapinin birçok faydası vardır. Bunlar arasında şunlar bulunur:Duygusal Rahatlama: Terapi, duygusal yükleri hafifletmeye ve zihinsel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir.Davranış Değişikliği: Terapi, istenmeyen davranışları anlamaya ve değiştirmeye yardımcı olabilir.Öz Farkındalık: Terapi, bireyin kendi düşünceleri, duyguları ve davranışları hakkında daha derin bir anlayış geliştirmesine yardımcı olabilir.Daha Sağlıklı İlişkiler: Terapi, bireyin ilişkilerinde daha sağlıklı ve tatmin edici bağlar kurmasına yardımcı olabilir.Sonuç 🎉Psikoterapi, insanların zorluklarla başa çıkmalarına, içsel dengeyi yeniden bulmalarına ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olan etkili bir tedavi yöntemidir. Her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için, terapistin destekleyici, anlayışlı ve güvenilir bir ortam sağlaması önemlidir. Psikoterapi, birçok kişi için yaşam kalitesini artıran ve duygusal refahlarını geliştiren değerli bir kaynaktır.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 20.04.2024
Sürekli ağlama isteği, duygusal bir tepki olarak ortaya çıkan ve kişinin yoğun bir üzüntü, çaresizlik veya acı hissettiği durumlarda ortaya çıkabilir. Bu duygusal tepki, stresli olaylar, kayıplar, travmatik deneyimler, ilişki sorunları, depresyon, anksiyete gibi birçok faktörden kaynaklanabilir. Sürekli ağlama isteğinin altında yatan nedenler ve nasıl geçebileceği konusunda bazı öneriler:Nedenleri Anlama: Sürekli ağlama isteğinin altında yatan nedenleri anlamak önemlidir. Stresli bir olay, kayıp, travmatik deneyim veya duygusal zorluklar, ağlama isteğinin tetikleyicileri olabilir.Duyguları İfade Etme: Ağlama, duyguları ifade etmenin doğal bir yolu olabilir. Bununla birlikte, sürekli ağlama isteği, duyguları işlemekte veya ifade etmekte zorlanmanın bir işareti olabilir. Duygularınızı ifade etmek için yazma, çizme, konuşma terapisi veya sanat terapisi gibi yöntemler kullanılabilir.Destek Almak: Sürekli ağlama isteği, depresyon, anksiyete veya diğer ruh sağlığı sorunlarının belirtisi olabilir. Bu nedenle, bir sağlık uzmanından yardım almak önemlidir. Bir terapist veya danışman, duygusal zorluklarla başa çıkma becerilerini geliştirmenize ve duygusal iyilik halinizi yeniden kazanmanıza yardımcı olabilir.Stres Yönetimi Teknikleri: Stres yönetimi teknikleri, duygusal dengeyi yeniden sağlamak için faydalı olabilir. Derin nefes egzersizleri, meditasyon, yoga veya gevşeme teknikleri gibi uygulamalar, stres seviyelerini azaltabilir ve duygusal dengenizi korumanıza yardımcı olabilir.Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı, duygusal iyilik halinizi destekleyebilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterli uyku almak ve sosyal destek ağınızı güçlendirmek, duygusal dayanıklılığınızı artırabilir.Olumlu Aktiviteler: Olumlu aktiviteler ve hobiler, duygusal iyilik halinizi artırabilir. Sevdiğiniz aktivitelere zaman ayırmak, keyif aldığınız şeylere odaklanmak ve duygusal olarak besleyici deneyimlere katılmak, sürekli ağlama isteğini azaltabilir.Kendine İyi Bakım: Kendinize iyi bakmak, duygusal sağlığınızı desteklemenin önemli bir parçasıdır. Kendinizi şımartmak, dinlenmek, kendinize nazik davranmak ve kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermek, duygusal iyilik halinizi artırabilir.Sürekli ağlama isteği, altta yatan nedenlerin anlaşılması ve uygun tedavi veya destek alınması ile genellikle azaltılabilir. Ancak, ciddi veya kronik ağlama isteği durumunda bir sağlık uzmanından yardım almak önemlidir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 18.04.2024
Anksiyete bozukluğu, bireyin günlük yaşamını etkileyen aşırı korku ve endişe duygularını içeren yaygın bir ruh sağlığı sorunudur. Bu bozukluk, kişinin normal yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir, sosyal ilişkilerini zayıflatabilir ve işlevselliğini azaltabilir. Bu yazıda, anksiyete bozukluğunun ne olduğunu, semptomlarını, nedenlerini, türlerini ve tedavi seçeneklerini derinlemesine inceleyeceğiz.Anksiyete Bozukluğunun Tanımı: Anksiyete bozukluğu, kişinin belirli durumlar, nesneler veya etkinlikler karşısında aşırı endişe, korku ve gerilim hissettiği kronik bir durumdur. Bu endişe ve korku duyguları, kişinin normal işlevselliğini etkiler ve genellikle mantıklı bir neden olmaksızın ortaya çıkar. Anksiyete bozukluğu olan kişiler, endişe ve korkularının kontrolünü kaybederler ve sıklıkla bu duyguların etkileriyle başa çıkmakta zorlanırlar.Semptomlar: Anksiyete bozukluğu semptomları kişiden kişiye değişebilir ve genellikle fiziksel, duygusal ve davranışsal belirtiler içerir. Bu semptomlar arasında sürekli endişe, huzursuzluk, sinirlilik, uyku bozuklukları, kas gerginliği, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, mide rahatsızlığı ve panik ataklar bulunabilir.Nedenler ve Risk Faktörleri: Anksiyete bozukluğunun nedenleri karmaşıktır ve birden fazla faktörün etkileşimiyle ortaya çıkabilir. Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, çocukluk travmaları, stresli yaşam olayları, kronik hastalıklar, yanlış öğrenilmiş davranışlar ve zorlu yaşam koşulları gibi birçok faktör anksiyete bozukluğunun gelişimine katkıda bulunabilir.Anksiyete Bozukluğu Türleri: Anksiyete bozukluğu, farklı alt tiplere sahip olabilir. Bu alt tipler arasında genelleşmiş anksiyete bozukluğu (GAD), panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve özgül fobiler bulunmaktadır. Her alt tip, belirli semptomlarla ilişkilendirilir ve farklı tedavi yaklaşımları gerektirebilir.Tedavi Seçenekleri: Anksiyete bozukluğunun tedavisi, bireysel ihtiyaçlara ve semptom şiddetine bağlı olarak değişir. Tedavi genellikle bir kombinasyon yaklaşımını içerir ve şunları içerebilir:Psikoterapi (bilişsel davranışçı terapi, kabul ve kararlılık terapisi, duygusal odaklı terapi)İlaç tedavisi (antidepresanlar, anksiyolitikler)Stres yönetimi teknikleri (derin nefes egzersizleri, meditasyon, yoga)Yaşam tarzı değişiklikleri (sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, uyku düzeni)Sonuç: Anksiyete bozukluğu, bireyin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve günlük işlevselliği azaltan ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Ancak, uygun tedavi ve destekle, anksiyete bozukluğu olan bireyler genellikle semptomları yönetebilir ve yaşamlarını iyileştirebilirler. Önemli olan, bireylerin bu konuda yardım istemekten çekinmemesi ve uygun tedavi seçeneklerini araştırmalarıdır.Bu yazı, anksiyete bozukluğunun tanımını, semptomlarını, nedenlerini, türlerini ve tedavi seçeneklerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Ancak, anksiyete bozukluğu gibi ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalan bireylerin bir uzmana danışmaları ve profesyonel destek almaları önemlidir.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yazıyı Oku
Uzman: Eray ARSLANYayınlanma: 18.04.2024