Sinem AKPEÇE - Blog Yazıları

Duygularınızı; tanımanız, ifade etmeniz, yaşamanız ve nasıl ifade ettiğinizi yönettiğiniz duygusal yetkinliğinizi gösterir.Hayati derecede önemlidir.Duygu düzenleme becerisi günlük hayatınızın bir parçası... Duygusal tepkilerinizin geçici-yoğun etkilerini yönetmenizi sağlar. Duygularınız hakkında değerlendirme yaptıktan sonra duygularınızı ifade etme ve yaşama konusunda değişiklik yapmanıza olanak sağlar. Bireysel, ilişkisel, akademik ve mesleki hayatınızın her alanında kullanırsınız.Duygu düzenleme becerisinin kullanıldığı örnekler:Hazcı motivasyon: Zor bir günün ardından partnerinizle yemek yemeniz.Araçsal motivasyon: Arkadaşınız size büyük bir sıkıntısını anlatıyor diyelim ki. Siz uzun zamandır beklediğiniz güzel bir haber aldınız. Ancak mutluluğunuzu o anda değil daha sonra yaşamayı seçerseniz bu yöntemi kullanmış olursunuz.Olumlu sosyal davranış motivasyonu: Anneniz hasta ve siz onunla daha önceden bir tartışma yaşamıştınız. Eğer daha önce tartıştığınız konuyu çözmeyi, annenizin iyileştiği zamana ertelerseniz bu yöntemi kullanırsınız.Kendini koruma motivasyonu: Yöneticinize bu zamana kadar biriktirdiğiniz tüm öfkeyi ona hakaretler ederek haykırmak istiyorsunuz. Ancak bunu yaparsanız işten çıkarılacağınızı biliyorsunuz. İşten çıkmayı göze alamayacağınız için tüm öfkenizi o anda yöneticinize haykırmıyor ve sakinleştikten sonra onunla uygun bir dille konuşmayı seçiyorsanız bu yöntemi kullanıyorsunuzdur.Başkaları tarafından yargılanmak istememe (izlenim yönetimi) motivasyonu: Çok üzüldüğünüz bir olay yaşadınız. Ancak toplu bir ortamdasınız ve başka insanlar görür ve sizi yargılar diye orada ağlamak istemiyorsanız bu yöntemi kullanıyorsunuz demektir.ÖfkeUlaşmayı çok istediğiniz bir hedefiniz varken sizin fiziksel veya psikolojik olarak engellenmeniz veya haksızlığa uğramanız ile kendini gösterir. Bir tehdit, engellenme veya zarar görme karşısında ortaya çıkar. Bizi alıkoyan; kendimiz, diğerleri, bir durum, olay veya bir nesne gibi pek çok şeye öfkelenebiliriz.Öfke duygunuzu kendinizi korumak amacıyla işlevselleştirebiliriz.Öfke doğal bir duygudur. Ancak, sık sık ve/veya fazla öfkelenen insanlar için kendilerini canlı ve enerjik hissetme yolu haline gelmiş olabilir. Tabii ki öfke bu şekliyle bedene ve psikolojiye zarar verir ve işlevsel olmaz.Kendinizi koruma,İlişkilerinizi kuvvetlendirmeBaşkalarınıza sınır çizme gibi konularda size yardım etmesini sağlayabilirsiniz.Örneğin; biri sizin sınırınızı ihlal ettiyse, size bir haksızlık yaptıysa veya kişiliğinize hakaret ettiyse öfkelenmeniz doğal olacaktır. Burada öfkenizi nasıl yönettiğiniz ve ifade ettiğiniz önemli... Yani öfke duygusu zararlı değildir aslında. Aksine çok insani ve doğaldır. Toplum tarafından kabul görmeyen bir şekilde; düşmanlık, saldırgan tavırlar ve şiddet ile kendini gösterirse bu tabii ki zarar verici olacaktır.Öfkenin sonuçlarıKaynağına yansıtılmayan öfke, kişinin kendisine yönelip depresif belirtilere sebep olabiliyor.Bir şey veya bir kişi sizi tekrar tekrar engellerse; öfkeyle birlikte üzüntü, hayal kırıklığı, umutsuzluk, yetersizlik ve değersizlik duyguları yaşayabiliyorsunuz.Öfkenin verdiği enerjiyi, o durum veya olayla baş etmek için bir motivasyon olarak kullanmayı öğrenmek mümkün.Korku duygusu yaşayan bireylere kıyasla öfke yaşayan bireyler; gelecekle ilgili daha iyimser olabiliyor.Karar alma süreci hızlı gerçekleşebiliyor.Öfkeyi yönetmezseniz; cezalandırıcı, saldırgan veya kendi çıkarınıza ters düşecek davranışlar da sergileyemenize sebep olabiliyor.Öfkeli anlarda öfkeyle ilişkili olan uyaranlara karşı hassasiyet artıyor.Öfkeyle sağlıksız baş etme yöntemleri*** Kontrolsüz şekilde dışarıya atılması: Bundan “öfke patlaması” olarak söz edilebiliyor. Bağırma, ağlama, etraftaki nesneleri atma, başka kişilere saldırma, o sırada ne yaptığını ve söylediğini hatırlamama olarak tanımlanabilir. Buna eğilim gösteren kişilerin fiziksel sağlıkları ve sosyal ilişkilerinde ciddi sorunlar ortaya çıkıyor.*** Bastırma: Duygunuzu içinizde tutmanız ve ifade etmekten kaçınma eğiliminde olunmanız, duygunuzu bastırdığınızı gösterir. Depresyon, yoğun ağrılar, vücutta gerginlikler ve kardiyovasküler sorunlar yaşama riskinizi artırır.Öfkeyle sağlıklı baş etme ve öfkeyi düzenleme yöntemleriÖfke yaratan durum veya olaylarla terapide yüzleşmekÖfke hissettiren ve hissettirebilecek uyaranlardan bir süreliğine uzak kalmakDüşünce yapınızdaki mantıklı olmayan inançlarınızı yani düşünce yapınızı değiştirmekÖfkelendiğiniz kişiyle konuşurken “Sen … yapınca ben öfkeleniyorum. Bu bana ... hissettiriyor/düşündürüyor.” gibi bir cümle kalıbı kullanmakKarşı tarafın savunmaya geçmesini değil sizi anlamaya çalışmasını sağlayacak kelimeler seçmekYakın ilişkilerde haklı çıkmaya çalışmak yerine, kendinizi de koruyarak, ilişkinize zarar gelmesini engelleyecek şekilde davranmakÇözüme veya orta yolu bulmaya götürmeyecek şeyler söyleyeceğinizi hissettiğinizde kendinizi sakinleştirmeye çalışmakKonuşmaya başlamadan önce 2 derin nefes alarak susmak ve sonra konuşmaya devam etmekÖfkeli hissettiğiniz günlerde sizi yatıştıran etkinlikler yapmakÖfkenizin nedenlerini değerlendirmek ve karşı tarafın niyetini anlamakEğer karşı tarafın niyeti size gerçekten zarar vermekse kendinizi korumak ve o kişiyle aranıza sınır ve mesafe koymak"Bilişsel esneklik" kavramını araştırmak ve egzersizlerini yapmakProblem çözme ve iletişim becerinizi geliştirmekKızgınlık ve öfke Öfkeye benzer bir duygu olmakla birlikte kızgınlık daha ılımlıdır. Öfke daha yoğun, şiddetli ve ciddi uyaranlara bir tepki olarak ortaya çıkar. Öfke duygusuyla birlikte intikam alma isteği, saldırganlaşma ve şiddet eylemleri görülebilir. Kızgınlık, mantıklı temellere daha kolay oturtulabilir bir duygudur ve etkisi öfkeye göre daha kısa sürer.Korku ve kaygıKorku, gerçek bir tehlike yaşadığınızı; kaygı ise gelecekle ilgili tehlike beklentiniz olduğunu gösterir.Örneğin; “Yüksekten korkarım.” demeniz doğru bir ifade olacaktır. Ancak “Arkadaşımla aramızın tekrar bozulmasından korkuyorum.” demek yanlış olacaktır. Çünkü burada gelecekle ilgili bir ihtimal söz konusudur. Bu bir endişedir. O yüzden “Arkadaşımla aramızın tekrar bozulmasından kaygılanıyorum.” demek doğru bir ifade olur.Korku, tehditlere karşı korunulması için ve kaygı ise olası tehditler için hazırlıklı olunmasını için önemlidir. Her iki duygu da savunma sisteminizi harekete geçirir.Korku temel bir duygudur.Kaygı ise ikincil bir duygudur.Kaygı, korkuya kıyasla daha uzun süre devam edebilir.Kaygıda tehdit yaratan şey daha öznel ve daha az tahmin edilebilirdir.Bir kişi kaygı hissettiğini fark etmiyorsa bile fiziksel veya davranışsal olarak kaygıyı yaşıyor olabilir aslında.Korku ve kaygının sıklıkları ve düzeyleri arttıkça başta kaygı bozuklukları olmak üzere pek çok psikolojik bozukluk görülmeye başlanabilir.Normal düzeyde korku ve kaygı yaşamadığınızı gösteren belirtiler:Yaşadığınız korku ve kaygının yoğunluğu ve sıklığına bağlı olarak acı çektiğinizi hissediyorsanız,Korku ve kaygılarınız hayatınızı kontrol ediyorsa,Yaşadığınız korku ve kaygının düzeyi, uyaranın yaratabileceği gerçek bir tehditle orantılı değilse yüksek düzeyde korku ve kaygı yaşıyorsunuz demektir.Kaygı ve korkuyla sağlıksız baş etme yöntemleriBu yöntemleri seçmek kaygı bozukluklarının oluşmasına ve sürdürülmesine neden olabilir.*** Bastırma: Duyguların bastırılması anlık rahatlama sağlar. Ancak uzun vadede belirtilerin artmasına neden olacaktır. Bu duygularla ilgili düşüncelerin bastırılması ise düşüncenin tekrar tekrar zihinde belirmesiyle sonuçlanır. Bastırma alışkanlığı bu duygu ve düşüncelere alışmayı ve ileride kabullenmeyi zorlaştırır. Korku ve kaygıya aşırı duyarlı hale gelmeye neden olur.*** Kaçınma: Olumsuz duyguları yaşamayı engellemek demektir. Yine bastırmada olduğu gibi anlık rahatlama sağlasa da uzun vadede duyguların düzeyini ve sıklığını artıracaktır.*** Ruminasyon: Korku ve kaygı yaratan olumsuz deneyimleri ve sonuçlarını sürekli düşünerek yapılan sağlıksız bir baş etme yoludur. Bu olumsuz yaşantılar tekrar tekrar düşünüldükçe veya anlatıldıkça kişinin problem çözme becerilerine zarar verir. Kişinin bu olumsuz deneyim ve yaşantılara çözüm odaklı bakmasını zorlaştırır.Sağlıklı baş etme yolları ile korku ve kaygıyı düzenleme*** Yeniden değerlendirme yapmak: Bu yöntem ile kişiler kendilerine, hayatlarına ve şartlarına vb. yaptığı olumsuz yorum, çıkarım ve genellemeleri gözden geçirmelidir.“Ne kadar uğraşırsam uğraşayım bir daha hiçbir zaman başarılı olamayacağım.” gibi bir inanç yerine “Bu zamana kadar ne kadar uğraştıysam başarılı olamadım. Bunun bana yaşattığı duyguları kabul etmek istiyorum. İleride kendim için daha etkili olacak yöntemler geliştirip adım adım başarıya ulaşabilirim.” şeklinde düşünmek yeniden değerlendirilmiş bir inanç olur.*** Problem çözme becerisini geliştirmek: Hayatınızda stres yaratan durum ve olayları değiştirmeyi amaçlayadığınız seçimler yapmaya hazırlanmanız ve hayallerinizi hayata geçirmek için ne yapmanız gerektiğini keşfetmeniz gerekir. Yaşadığınız sorunun neden kaynaklandığını bulmanız gerekir. Sorunlara farklı bakış açılarından ve senaryolarından yaklaşmanızı sağlayacak bilişsel esneklik egzersizleri yapmanız faydalı olacaktır. Eğer aynı sorun tekrarlanıyorsa bu döngüyü neyin yarattığını bulmanız şarttır. Şunu da unutmamak gerekir ki bazen aynı sorun tekrarlanmıyordur yalnızca sonuç aynı oluyordur. Yeni yollar deniyor ve çaba harcıyor olabilirsiniz. Kendi çabanızı takdir etmeniz iyi gelecektir size.*** Kabul odaklı çalışmalar - Bilinçli farkındalık (Mindfulness) çalışmaları yapmak: Temelde beden duyumları, duygular ve düşüncelerin fark edilmesi ve yaşanılan duyguların zorluğunun yargılanmadan kabul edilmesi gibi çalışmalar sizi anda kalmaya teşvik edecektir. Farkındalığınızı nereye yönlendirirseniz odağınız da değişecektir.Diğer blog yazılarımda görüşmek dileğiyle,Psikolojik Danışman Sinem AkpeçeDevamını oku

Yayınlanma: 12.03.2023 20:29

Son Güncelleme: 10.01.2024 15:39

Beklentilerinizi gözden geçirmeniz harekete geçmenizi kolaylaştırır!Beklentilerinizin gerçekçi olup olmadığını nasıl anlarsınız? Beklentiniz;Sizin kişilik özellikleriniz, becerileriniz, yetenekleriniz ve potansiyeliniz gibi bireysel özelliklerinizle uygunsa,İstediğiniz şeyin gerektirdiği şartlar sizin şartlarınızla uyumluysa (zaman, mekan, ekonomik şartlar vb.),Sizin hayattaki ihtiyaçlarınızı karşılıyorsa,Sizin hayattaki önceliklerinizle uyumluysa,Yaşam amacınıza hizmet ediyorsa gerçekçi olduğunu söyleyebilirsiniz.Örnek bir senaryo üzerinden düşünelim. Diyelim ki:Stresli bir işte çalışıyorsunuz ve rahatlamak istediğiniz anlarda yemek yemeye yöneliyorsunuz.Sizi rahatlatabilecek, eğlendirecek, rahatlatacak sosyal ve fiziksel aktivitelerden uzaklaştınız.İşteki memnuniyetiniz azaldı ve tükenmeye başlıyorsunuz.Birkaç kilo aldınız.Sağlığınız fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz etkileniyor.Kendinizi yalnız, değersiz, yetersiz ve çaresiz hissediyorsunuz.Bir yanınız bu döngüden çıkıp sağlıklı bir yaşama geçiş yapmak istiyor, bir yanınız ise yaşadığınız bu etkileri azaltmak için harekete geçemiyor..."Neden daha zayıf ve enerjik değilim? Neden birileri benim bu halimi fark etmiyor. Çok mutsuzum... Bu yaşıma geldim kendi kendimi idare edemiyorum bile. Bu işten çıksam başka yerde iş bulmak çok zor." diye kendinize yüklendikçe yükleniyor, kendinizi suçluyor ve yargılıyorsunuz.Peki bu senaryoda neleri fark etmek ve değiştirmek gerekli? İlk önce duygularınızı anlamanız ve yaşamanız gerekiyor.Sonra düşünce yapınızı değiştirmeniz gerekiyor. Sağlıklı olmanın "zayıf ve enerjik" olmak anlamına gelmediğini fark etmek ve kabul etmek gerekiyor. Herkesin vücut yapısının farklı olmasının doğal olduğunu kabullenmek şart. Güzellik algısı aslında kalıplara sığmayacak bir şey. Güzelliğin anlamı kişiden kişiye göre değişebileceği gibi her zaman güzel görünmek de zorunda değiliz!Daha sonra ise adım adım davranış değişikliğine gitmek gerekiyor.Bu örnekte gerçekçi olmayacak bir beklenti: Kısa bir süre içerisinde; işinizde artık stres yaşamadığınız, hayatta çok daha sosyal ve aktif olduğunuz, aldığınız kiloları verdiğiniz ve dengeli beslendiğiniz bir hayat yaşamayı beklemek.Peki, neden? Çünkü tüm bu alanlarda makul olmayan bir süre içerisinde ve aynı anda birçok alanda değişim beklemeniz sizin için çok kısıtlayıcı olacaktır. Süreklilik sağlayamamanızla sonuçlanacaktır. Başarısızlık yaşadıktan sonra yetersizlik duygusuyla birlikte hayal kırıklığı, umutsuzluk ve kaygı hissetmenize neden olacaktır. Büyük ihtimalle alışık olduğunuz eski döngüye geri dönmenizle devam edecektir.Gerçekçi beklenti nasıl olabilir bir inceleyelim:Geniş bir zaman diliminde bu beklentilere adım adım ulaşmak için harekete geçtiğinizi düşünün.İlk önce stresinizi nasıl yöneteceğinize dair bilgi edinip bunları uygulamaya ve gerekiyorsa psikolojik yardım almaya başladığınızı düşünün.Duygularınızı ve düşüncelerinizin anlamlarını ve sizi hayatta nelerden korumak istediklerini keşfettiğinizi düşünün.İlk önce "duygularınızı tüketip" daha sonra dengeli beslenmeye geçiş yapmaya çalışın. Sonuçlarını çok daha hızlı aldığınızı göreceksiniz...Eğer nasıl bir beslenme şeklinin sizin için uygun olacağını bilmiyorsanız, bir beslenme uzmanından (diyetisyen) destek almak iyi bir fikir olacaktır. Besinleri etiketlemeden ve dozunda tüketecek şekilde beslenmeniz mümkün. Böylesi psikolojinize de daha faydalı.Yalnızca kilo kaybını hedeflemek yerine dengeli beslenme alışkanlığını hedeflemeniz uzun vadede sürdürülebilir olacaktır.Bir sonraki aşamada ise size uygun olan ve sürdürebileceğiniz bir hareketli yaşam alışkanlığını nasıl kazanabileceğinizi deneme yanılma yöntemiyle adım adım bulmaya çalıştığınızı hayal edin.Not: Verdiğim bu örnek bir reçete niteliğinde değildir tabii ki. Sağlıklı yaşam sürme hedefinin herkes için farklı anlam ifade ettiğini ve sürecin herkeste farklı ilerleyebileceğini söylemem gerekli.Alışkanlıklarınızı değiştirirken:Öz şefkat çalışmaları yapabilirsiniz.Kendinize zaman, esneklik, hata yapma ve risk alma fırsatı tanımanız faydalı olacaktır.Duygu ve düşüncelerinizle başa çıkmak ve yeni alışkanlıklar edinmek için emek vermeniz gerekecektir.Kısa, orta ve uzun vadede adım adım ilerleyeceğiniz gerçekçi hedefler koymanız; beklentilerinizi hayata geçirmenizi daha kolay bir hale getirecektir.Gerçekçi olmayan beklentiler içinde olmanın sebepleri:Sevgi, şefkat, onay, ilgi ve takdir gibi temel duygusal ihtiyaçların; başarılı, yetenekli, çalışkan, güzel, özel, özenli olduğunuzda karşılanmasıÖzellikle erken yaşlardaki yanlış anne-baba, arkadaş ve öğretmen tutumlarıZekası, çalışkanlığı, yetenekliliği, güzelliği, yakışıklılığı ile ilgi çeken, sevilen, desteklenen, övülen bir çocukluk geçirmekGeçmişte akranlarıyla ve kardeşleriyle kıyaslanılmak ve örnek gösterilmek"İyi" özellikleri sebebiyle sevgiye, ilgiye, takdire, şefkate ve onaya değer görülmek...Gerçekçi Olmayan Standartlar, Beklentiler, Hedefler: MükemmeliyetçilikMükemmeliyetçilik, kişinin kendisine sürekli olarak gerçekçi olmayan standartlar koyması demektir.Sürekli olarak yüksek standartlara sahip olma isteğinden daha farklı bir şeydir bu.Gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak ve gerçekçi şekilde hedef belirleyememektir.Mükemmeliyetçi olduğunuzu gösteren işaretler neler olabilir?Sürekli erteleme alışkanlığınız varsa ve yapmanız gereken şeylere başlamakta, onları devam ettirmekte ve bitirmekte zorlanıyorsanız, Zamanında işlerinizi bitiremiyor ve bir iş için diğer kişilerinden birkaç kat daha fazla süre harcıyorsanız,Hata yapmaktan koruyorsanız ve çok temkinli ilerlemenize rağmen hata yapıp yapmadığınızı geriye dönüp kontrol ediyorsanız,Kendinizi iyi olduğunuz bir konuda bile “yetersiz” görüyor ve buna bağlı olarak kendinizi “değersiz” biri gibi hissediyorsanız,Yaptığınız işi mükemmel olana kadar tekrar ve tekrar düzenliyorsanız,Bir işi yaparken endişe ve korku duyuyor, sonucunu alırken kaygıyla bekliyor, eleştirilirken çok utanıyorsanız,Beklentinize uygun hedef belirlerken kendinizi aşırı düşünme döngüsü içinde buluyorsanız ve daha işe başlamadan yorgun düşüyorsanız,Seçim yapmakta ve karar vermekte zorlanıyorsanız veRisk alma düşüncesi bile sizi kaygılandırıyorsa dikkatli olmanızda fayda vardır.Mükemmeliyetçilik; geçmişte bir süre sevgi, şefkat, değer, ilgi, onay ve takdir gördüğünüz için işinize yaramış ve bu işlevsel olmayan yöntemi kullanma alışkanlığı geliştirmiş olabilirsiniz. İYİ HABER ŞU Kİ ARTIK BUNU DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ!“Yeteri kadar iyi”, “daha iyi”, "en iyi" olmadığınız, yani YETERLİ ve dolaylı olarak DEĞERLİ olmadığınıza inanmış olabilirsiniz geçmişte. Artık kabul etmeye başlamanız gerekenler:Elinizden geleni enerjinizin yettiği kadarıyla yapmakHer şeyi başarmak istemekten vazgeçmekHep "en iyi ve daha iyi" olmak yerine "yeterince iyi" olmakEksik ve yetersiz olmakta bir sorun olmadığını kabul etmekSorun eksikliği ve yetersizliği yok saymakHata yapmaya izin vermemekKendinize karşı şefkatli olmamakKendi değerinizi henüz keşfetmemiş olmakYetersiz olmak ile değersiz olmak arasındaki bağlantıyı aradan kaldırmak gerekli! Umut verici olan şey, yeni ve sağlıklı baş etme yolları seçmenin sorumluluğu şu anda tamamen SİZDE… Sağlıklı baş etme yöntemleri:Bir uzmandan psikolojik yardım almakDuygu ve düşüncelerinizle nasıl başa çıkacağınızı öğrenmekÇözüm odaklı düşünme becerinizi geliştirmekYakınlarınızdan size destek olmalarını istemekRahatlatıcı boş zaman etkinlikleriyle ilgilenmek Hobilerinize zaman ayırmak Sağlıksız baş etme yolları:İşlerinizi sürekli ertelemekGerçekleri kabul etmeyip onları düşünmemeye çalışmakGerçeklerin sizin için önemini azımsamakZorlayıcı duygular yaşadığınızı ve yaşayabileceğinizi kabul etmemekDuygularınızı yaşamaktan kaçınmak Kendinize zarar veren alışkanlıklar edinmekUygulama:Şimdi bir uygulama yapalım dilerseniz.Uzun zamandır aklınızda olan ama hayata geçirmek için bir türlü adım atamadığınız bir beklentinizi seçip bu soruları kendi kendinize cevaplayabilirsiniz. Verdiğiniz cevaplar beklentinizle ilgili farkındalığınızın artmasını sağlayabilir.1.Öncelikle beklentinizin kaynağını belirleyelim.Bu beklenti sizin kendi kendinize oluşturduğunuz bir beklenti mi? Aile, partner/eş, arkadaş, iş arkadaşı, yöneticiniz veya toplumun size dayattığı ve size baskı yaparak sizde oluşturduğu bir beklenti olabilir mi? 2.Beklentinizle ilgili duygu, düşünce ve davranışlarınızı gözden geçirelim.Beklentinizi hayata geçirmek sizde bir zorunluluk hissettiriyor mu? Omzunuzda bir yük ve aşılamayacak bir görev gibi geliyor mu? Belirlediğiniz standartlara ulaşmak isterken öfke patlamaları, kaygı ve depresyon belirtileri gösterdiğiniz oluyor mu? Yetersiz biri olduğunuza ve asla başaramayacağınıza inandığınız oluyor mu?Bir hedef belirlediğinizde işlerinizi sürekli erteleme, işlere bir türlü başlayamama, işleri devam ettirememe veya bitirememe, risk alamama ve spontan hareket edememe gibi şeyler yaşıyor musunuz?3.Alternatif belirlemek ve/veya zorluklarla baş etme aşamasına geçelim.Zorunluluk olarak gördüğünüz ve sizi kısıtlayan bir beklentinin yerine; kişilik özelliklerinize (becerilerinize, yeteneklerinize, becerilerinize vb.) uygun başka bir alternatif bulabilir misiniz?En kötü ihtimalle başınıza ne gelebilir?Bir beklentinizi hayata geçirmek için;Gerçekçi olup olmadığını ilk önce yukarıda anlattığım yöntemlerle gözden geçirebilirsiniz.Kısa, orta ve uzun vadede hedef belirleyebilirsiniz. Önceliği kısa ve orta vadeyi detaylandırmaya verebilirsiniz.1 ay, 3 ay, 6 ay, 9 ay, 12 ay, 1 yıl, 1 buçuk yıl, 2 yıl, 2 buçuk yıl, 5 yıl... vb. olacak şekilde kendinize göre belirleyeceğiniz aralıklarla hedefler koyabilirsiniz.Somut hedefler belirlemenizde fayda var. Örneğin; 1 aylık araştırmanızın sonunda dil kursuna başlamak, 3 ay sonra sınavdaki netlerinizi X'e çıkarmak, 6 ay sonra kan değerlerinizi normal değerlerine getirmek, 1 yıl sonunda haftada 3 gün spor yapıyor olmak gibi.Hedeflerinizi bir yere not almanız sizin ilerlemenizi görmeniz ve motive olmanız için iyi olur.Küçük büyük ilerlermelerinizi not etmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz.Eğer ilerlemekte zorlanıyorsanız ve ertelemeye devam ediyorsanız bir psikolojik danışmandan yardım isteyebilirsiniz.İlerleyemiyorsanız listenizi yeniden gözden geçirebilirsiniz. Tekrar hatırlatıyorum: Listenizi oluştururken ve düzenlerken; hayattaki ihtiyaçlarınız, öncelikleriniz, amaçlarınız, kişilik özellikleriniz ve şartlarınızla uyumlu olmasını unutmayın!Diğer blog yazılarımda görüşmek dileğiyle,Psikolojik Danışman Sinem AkpeçeDevamını oku

Yayınlanma: 11.03.2023 20:07

Son Güncelleme: 17.07.2023 23:32