Okan PATAT
Psikolog
Hakkında
Danışmanlık/Terapi Süreci Hakkında
Terapi aslında her birey için özelleştirilmiş bir odadır. O oda içinde konuşulan her konu değerli ve gizlilik çerçevesinde güven ilişkisine dayalıdır. Konu olarak fobiler, travmalar, ilişki problemleri, panik atak, mutsuzluk hali, stresli yaşam olayları, cinsel sorunlar, kendini tanıma, kaygı hali gibi birçok sorun alanında olabilmektedir. Burada iyileşme süreci danışanın ne kadar anlattığına ve doğru konuya parmak basmaya göre değişmektedir. Spesifik bir kedi fobisi ile gelen danışan 3-4 seansta hayatını daha iyi idame ettirebilir. Öte yandan travmatik vaka ile gelen danışan travmanın boyutuna göre 20 seansı da görebilir. Burada uygulanan tekniğe ve konuya göre seans süresi uzatılabilmektedir. Eğer terapiden verim alınmadığı kararlaştırılırsa karşılıklı anlaşma ile terapi sonlandırılmalı ya da başka bir profesyonele yönlendirilmelidir.
Ne geçmiş ne gelecek, şimdi ve şu anda hayatın tek gerçeği aslında. Bunu hep şu sözlerle belirtmişimdir:
Şimdi, şu anda ne yapıyorsun? Aklında neler var? Gelecekte misin yoksa? Güzel bir film izlerken aklına o an çözemediğin bir problem geldiği zaman film sessizleşmeye başlıyor mu? O gün bu problemi ne kadar düşündüğünün farkına varıyor musun ve en önemlisi derin düşüncelere dalıp kaç problemi kontrol altına alabildin? Yoksa hep onlar mı seni kontrol altına alıyor? Peki ya geri alamayacağın «Zaman», saçlarına aklar düşürürken sen hangi değiştiremeyeceğin gelecekte ŞİMDİYİ öldürüyorsun?
Çalışma Grupları
Terapi Yaklaşımları
Eğitimler
Sertifikalar
Blog Yazıları
Travma ve Olumsuz Düşünceler
Genelde, travmatik bir olay olduğunda bu, sinir sisteminde orijinal resim, sesler, düşünceler ve duygularla birlikte hapsolur. Deneyim orada kilitli kaldığından hatırlatıcı bir olay ortaya çıktığında yeniden tetiklenir. Bu durum, kontrol edemediğimiz pek çok rahatsızlık, korku ve çaresizlik gibi olumsuz duyguların temelini oluşturmaktadır. Yani bugün yaşamış olduğun bir olay aslında geçmiş tecrübeyle bağlantılı duyguların tetiklenmesini sağlamaktadır.Emdr tedavisi ile kişiye çift taraflı uyaran vererek, sinir sistemi açılır ve beyin o olumsuz deneyimi işler. Çift taraflı uyaran hem sağ hem sol beyni çalıştırarak bilinçdışı malzemeyi sağlıklı bir şekilde işler. Buradan sonra ise iyileşmeyi tamamlayacak olan tek şey sizin beyninizin doğal iyileşme mekanizması olacaktır. Tıpkı yara olan bir yerin birkaç gün içinde sizin müdahaleniz dışında iyileşmesi gibi... Zihin bazen olumsuz anılarda takılır kalır, yıllar sonra ortak bir sahne ile karşılaşırsın ve o sahnenin duygusu, daha önce zihninde işlenmemiş olan olumsuz bir anı ile canlanır. Bugün seni üzen bir durum yıllar önce yaşadığın bir olayın görüntüsü ile bağlantılı olabilir. Çözümün en etkili yolu EMDR terapisidir. İşlenmemiş olumsuz anı, zihinde adaptif işleme yöntemi ile daha işlevsel hale gelir ve beden o olaya duyarsızlaşır." Sen farketmesen de Beden Kayıt Tutar ve ilişkili olaylarda kayıt, vizyona girer. "Bazen zihnine bir düşünce takılır ve seni rahatsız etmeye başlar. O aklına gelen düşünceyi düşünmek bile seni rahatsız eder ve sen ondan kurtulmaya çalıştıkça, o zihninde daha çok yer edinir. Bazen de bu düşünceler geleceğe dair olumsuz ihtimalleri içinde barındırır; ya şöyle olursa, ya böyle olursa diye kendini yer bitirirsin ama genelde korktuğun şeylerin hiçbirini yaşamazsın.Maalesef birçok insan kendinde takıntı yaratan düşüncelerden yana dertli. Kendisine rahatsızlık veren düşüncelerden kurtulamadığı için, yemeden içmeden kesilen, hayatının tüm düzeni bozulan insanlar var. Takıntılı düşüncelerden şikâyet eden insanların büyük bir kısmı için her şey kontrol altında olmalıdır;hata yapılmamalıdır, kişi kimseyi kırmamalıdır, aklına hiç garip düşünceler gelmemelidir. Ama bu katı kurallar doğal olarak bozulunca kişi panik yapar ve zihninin tüm alarm sistemini çalıştırır: “Ben büyük bir hata yapıyorum!” Ancak zihnimizin garip bir sistemi vardır, bir şeyi ne kadar düşünmemeye çalışırsan, o kadar saplantı haline getirirsin. Hep verilen örnektir, şu anda pembe bir fil düşünme dersem sana, aklına hemen pembe bir fil görüntüsü gelecektir. Kurtulmaya çalıştığın düşünceler için de bu geçerlidir, savaştıkça onları güçlendirirsin.Bazen kafamız karışabilir, düşünmek aynı zamanda o şeyi yapmayı istemek anlamına mı gelir? Aslında düşüncelerin neredeyse tamamına yakını çöptür, bir gün içerisinde insanın zihninden binlerce düşünce geçer ve bunları çoğunun hiçbir anlamı yoktur.Ama özellikle bu düşüncelerden birine takıldın mı, “Ya gerçekten olursa” diye kaygılanmaya başlarsın ve o düşünce eğer sen kontrol etmezsen gerçeğe dönüşecekmiş gibi gelir. Halbuki bir şeyi düşünüyor olman, onu yapmak istiyor olduğun anlamına gelmez. Biraz önceki pembe fil örneğini hatırla; gerçekte pembe bir fil türü olmamasına rağmen onu hemen zihninde canlandırabildin. Sana en rahatsız edici ve hatta iğrenç gelen düşüncenin bile böyle olduğunu hatırlamalısın.İnsanlar rahatsız oldukları şeyleri düşünmekten kaçınmaya çalışırlar. Ama kaçtıkça, kaçtığın şeyi daha değerli hale getirirsin. Aklına gelen en rahatsız edici düşünceyi, daha ileri aşamaya götürerek, en kötü ne olabilir diye sorabilirsin kendine. Kendini o düşüncenin ileri versiyonlarıyla yüzleştirirsen, ilk başta daha rahatsız hissetsen de sonrasında daha iyi hissetmen mümkün olabilir.Düşünmenin yorduğu bazı zamanlarda kendine aşırı düşünme ve takıntı zamanları belirleyebilirsin. Gün içerisinde bir 15 dakika ya da haftada belli günlerde daha fazla zaman ayırıp, o vakitleri sadece seni rahatsız eden düşünceye ayırabilirsin. Bu zamanların haricinde düşünceler zihnine akın ettiğinde ise o düşünceleri o vakte kadar ertelemeyi denemek işe yarayabilir.Düşünceler seni rahatsız ettiğinde, normalde yaptığın işleri bırakıp sadece düşüncelerle uğraşmak yerine, rutinini bozma. Sen kendi işine bakarken, onlar arkada daimi olarak ses yapan gürültücü komşular gibi olacaktır. Dikkatini komşulara verdiğin zaman sadece onları görürsün ama kendini yapman gerekenlere verebilirsen yavaş yavaş gürültücü komşuların seslerinin azaldığını fark edersin.Bu bir kondisyon meselesidir. İlk başta bunu yapmak zor gelir ama vazgeçmezsen yavaş yavaş bunu başarabildiğini göreceksin.➡️BAZI BİLİŞSEL ÇARPITMALAR 📌 Biliş, düşüncelerimizdir. Düşünceler bizi biz yapan ve sağlıklı ya da sağlıksız bir yaşam sürmemizi etkileyen şemalarımızın ürünüdür. Burada sorun olan taraf olumsuz düşüncelerdir. Olayın çarpıtılması ile gerçeklikten kopuş başlamakta ve psikolojik açıdan kişide bir yıkım yaratmaktadır. Peki hangi cümleler çarpıtma ürünüdür❓⏬❗Her zaman "90" alan bir öğrenci "70" aldığında "işe yaramazın tekiyim, ben bir hiçim" sonucuna varıyorsa kişinin 'Hep ya da Hiç Düşüncesi' altında bir çarpıtması vardır.❗Arabasının camında kuş pisliği gören bir kişi "bu da benim şansım, kuşlar hep benim camımı buluyor" sonucuna varıyorsa kişinin olayı "aşırı genelleme" altında bir çarpıtması vardır.❗Yarıyıl sınavında 100 sorudan 10 soruyu yapamayan bir kişi sadece bu 10 soruya takılıp "üniversiteyi bitiremeyeceğim" sonucuna varıyorsa kişinin "zihinsel filtreleme" altında bir çarpıtması vardır.❗Biri işinizi takdir ettiğinde onun için "aslında sadece kibar olmaya çalışıyor" diyerek kendisine yapılan övgüyü geçersiz kılan biri "olumluyu geçersiz kılma" altında bir çarpıtma kullanıyordur.❗Yolda yanından bir arkadaşı selam vermeden geçiyor. Kişi bunu "beni görmezden geliyor, belki de beni artık sevmiyor" olarak yorumluyorsa "zihin okuma" hatasına düşüyordur.❗"Bunu hemen yapMALIyım, asla üzülmeMELİyim" diyen biri mükemmelliyetçilik hatasına düşüyordur.❗3 yemekten sadece birinin tuzunu fazla kaçıran kişi "Ben doğuştan beceriksizim" sonucuna varıyorsa "etiketleme" hatasına düşüyor diyebiliriz.
Adresi
Limonluk, İsmet İnönü Blv. No:270, 33120 Yenişehir/Mersin, Türkiye